Sonsuz.ForumDizini.Com | Sonsuz Paylaşım
genç osman Uyeolf
Misafirsen üye ol.Üye isen giriş yap


Forumda size gözükmeyen yerlerden yararlanmak için üye olun!!!
Sonsuz.ForumDizini.Com | Sonsuz Paylaşım
genç osman Uyeolf
Misafirsen üye ol.Üye isen giriş yap


Forumda size gözükmeyen yerlerden yararlanmak için üye olun!!!
Sonsuz.ForumDizini.Com | Sonsuz Paylaşım
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Sonsuz.ForumDizini.Com | Sonsuz Paylaşım


 
AnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 genç osman

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
ENDER
Yönetici
Yönetici
ENDER


Kadın Mesaj Sayısı : 378
Yaş : 26
Nerden : Karşı Komşumun$ Karşısı xD
Lakap : -
Kayıt tarihi : 14/03/09

genç osman Empty
MesajKonu: genç osman   genç osman EmptyPaz Nis. 12, 2009 7:31 pm

Bir yiğitlik destanı

Sultan 4. Murad Hanın ordusu Bağdat kapısına dayanınca yiğit Türk genci Genç Osman kılıcı belinde, üç hilalli Türk bayrağı elinde surlara tırmanmaya başladı. Bir yandan savaşıyor, diğer yandan yoldaşlarına bağırıyordu: Ha bre urun kurtlarım, başımız kalmazsa şanımız kalır...

Yıllarca İslam hilafetinin merkezi olan Bağdat, hem bir ilim ve kültür merkezi olarak, hem de zenginliği ile her dönemde bölgenin gözbebeği olmuştur. Bu sebeple Osmanlılar da Bağdata büyük önem vermişler ve Kanuni Sultan Süleyman döneminde 1534 yılında fethedilerek imparatorluk topraklarına dahil edilmiştir. Yaklaşık 100 yıl sonra Safeviler, Bağdatı işgal edince Sultan 4. Murad Han, düzenlediği ve bizzat katıldığı seferle 1638 yılında şehri geri almıştı. Bu sefer sırasında geçtiği rivayet edilen ve Genç Osman adındaki Türk gencinin yiğitliğini anlatan çok meşhur bir olay vardır. Çok yazılıp, çok anlatılmış olmasına rağmen her okunduğunda insanı duygulandıran bir hikayedir.

Bıyıklarında tarak dura
Sultan 4. Muradın Bağdat seferine karar verdiği günlerdeydi. Sadrazamını huzura çağırtıp ferman eyledi:
- Ordu-yı hümayunumdaki şahbazlarım tuvânâ (güçlü, kuvvetli) ve yiğit kimesnelerden (kimselerden) seçile. Tıfıl olanlar karıştırılmaya. Bıyık ve sakallarında tarak dura. Fermanım bütün memlekete ilân edilip bununla amel oluna!
Hazırlıklarını ikmal eden ordu nihayet Gaza vaktidir! deyip sefer başladı. Yolda birçok Anadolu evlâdı fevc fevc (gruplar halinde) ordu-yı hümayuna katılmak üzere güzergâha dökülmüştü. Sadrazam bunları bizzat gözden geçiriyor ve matluba (isteğe) uygun olanları deftere kaydettiriyordu. Bir gün gönüllüler arasında 17-18 yaşlarında bir delikanlıyı gördü. Yüzü güneşten yanmış bu gencin bıyıkları henüz terlemişti. Sadrazam başından korkarak onu geri çevirmek istediyse de çocuk ısrarcı davranıyor, peşlerinden ayrılmıyordu. Nihayet sadrazam onu kendi hizmetine almak zorunda kaldı. Bağdat yakınlarına gelinmişti. Hükümdar orduyu teftişe çıktı. Sadrazam, emrine aldığı delikanlıyı bir sandığa saklamak zorunda kalmıştı. Ne var ki, hünkâr karargâhın her yanını dolaşıyor ve merakını mucip olan her soruya cevap istiyordu. Nihayet sadrazamın eşyaları arasında sandığı görüp açtırdı ve çocuğu gördü.
Öfkesi ateşi bile yakan 4. Murad Han, çocuğu karşısına alıp gürledi:
- Gel bre ferman dinlemez asi! Bıyıklarında tarak durmalı buyurmuştum. Ya sen niçin emrimi çiğnersin?
Delikanlı gazel yaprağı gibi titrerken ağzından şu sözler döküldü:
- Şevketlü hünkârım, elbet benim de bıyıklarımda tarak durur.
Bu sefer hünkâr şaşırmıştı. Delikanlı onun hayret dolu bakışları arasında kuşağından bir tarak çıkarıp bir anda üst dudağına geçiriverdi. Tarağın dişleri dudağına batmıştı ve sanki bıyıkta duruyor gibi durmaktaydı.

Bağdata ilk sen giresin
4. Murad delikanlının yanına yaklaştı. Tarağın dudağa batmış olduğunu, bunun acısıyla zavallının gözlerinden yaşlar gelmeye başladığını gördü. Çelik yüreği birden yumuşadı, sinirleri yatıştı. Hatta bu cesaret biraz da hoşuna gitti. Munis bir tavır ile sordu:
- Senin adın nedir bakalım?
- Osman, şevketlûm.
Bu sefer hünkâr sadrazamına hitaben,
- Lala, Osmanı öncü yiğitlerime serdar ettim. Sonra Osmana döndü:
- Osmanım, dilerim Allahtan Bağdata ilk giren şahbazım sen olasın!

Osman kalenin burcunda
Bir hafta sonra Bağdat kuşatılmış, öncü birliklerin kılıçları duvarlara çarpar olmuştu. O sırada Osmanın, yiğitleri önünde surlara tırmandığı görüldü. Kılıcı belinde, üç hilalli Türk bayrağı elinde idi. Surların üzerine çıkar çıkmaz kılıcını çekip karşısına ilk çıkan askeri ikiye biçti ve bayrak gönderini kale burcuna sapladı. Bir yandan savaşıyor, diğer yandan yoldaşlarına bağırıyordu:
- Ha bre urun kurtlarım, başımız kalmazsa şanımız kalır...
Osmanın kale burcuna diktiği bayrak ordunun cesaretini bir anda bire, beşe katlamış, her yandan surlara tırmanan gaziler görülmüştü. Osman bu çarpışmada şehit oldu. Ancak adamlarının kulaklarında şu sözleri uzun süre çınlayıp durdu:
- Koman kurtlarım! Gün gaza günüdür, cennet sizi bekliyor...
..Ve Bağdat 40 günlük kuşatmanın sonunda teslim olur.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://sonsuz.forumdizini.com
 
genç osman
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» OSMAN BEY VE AHILIK
» OSMAN BEY'IN ÖLÜMÜ
» OSMAN BEY'IN ÇOCUKLARI
» OSMAN GAZI VE BEYLIK
» OSMAN GAZI'NIN RÜYASI

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Sonsuz.ForumDizini.Com | Sonsuz Paylaşım :: SonsuzForum Kütüphane :: Forum Kütüphanesi-
Buraya geçin: